Onur Havayollarında kaptan pilot olarak uçan Avusturyalı Hans Portner, Türkiyeden ayrılır ayrılmaz hem Onur Airi hem de bazı şirket yöneticilerini topa tuttu. Onur Air hakkında ağır suçlamalarda bulunan Portner, iddialarını hem Türk sivil havacılığı otoritesine hem de Hollanda, İngiltere, İtalya, Almanya, Fransa, Danimarka, İsveç, Finlandiye, Belçika gibi ülkelerin sivil havacılık otoritelerine iletti.
Mesai saati dolmasına rağmen uçuş yapmasının istendiğini öne süren Portner, başından geçen olayı şu şekilde anlattı:
Onur Havayollarına ait TC-OBJ kuyruk tescilli uçuşla Dalamandan Amsterdama uçmak için 4 Eylül tarihinde saat 05.00te Lykia Göcek Otelin lobisindeydim. Uçağın kalkış saati 03.45Z idi. Saat 05.00te otelin lobisinde resepsiponist tarafından yeni servis saatinin 08.30 olarak değiştirildiği bilgisini aldım. Otelde beklerken servis saati once 09.00, sonra saat 10.00, sonra saat 11.00 ve son olarak 11.15 oldu. 6 saat bekledikten sonra nihayet servis bizi otelden havalimanına getirdi. Uçuş planımız 03.45Z yerine saat 10.00 olarak değiştirilmişti. Görev saatinin 02.45Z yerine 09.00 olarak değiştirilmesi hakkında görüşmek için planlamayı aradım. Bu değişikliği kabul etmediğimi ve saat 05.00ten beri uçuş için hazır olarak beklediğimi, geçen bu sürede dinlenemediği, bunun için de Amsterdamda otel ayarlanmasını istedim. Amsterdama vardığımızda, istasyon müdürü Dalamana gerı dönmeden önce 4 buçuk saat beklememiz gerektiğini belirtti.Toplamda 13 saat 40 dakika görev saatimiz dolacağını belirterek, ekibimle beraber 8 saat otelde dinlenmeden Dalamana uçmayı reddettıiğimi belirttim.
Erboran kaptan(Başpilot) benı arayarak, üniformalarımızla otelde bekleyerek geçirdiğimiz sürenin görev saati olarak kabul edilmeyeceğini bildirdi.
EASA Uçuş kurallarına gore görev saati uçuş ekibinin görev süresi, eğer o uçuş gerçeklestirilecekse uçuşun bir veya birden fazla gecikmiş olması söz konusu olmaksızın ilk belirtilen saatten başlar.
Kaptan Erboran,bize otel tahsis etmeyi reddetti. Bu uçusa 13 saat 40 dakika (0245-1425)görev saati ile Amsterdamdan devam edemezdim. Dalamana yolcu olarak OHY454 sefer sayılı uçak ile geri döndüm. Uçus ekibim, Erboran kaptanın zorlamasıyla Brükselden gelen başka bir kaptan ile Dalamana geri döndüler. İkinci pilot (Tolga Uzunoğlu) ve kabin ekibi (Seval Sarioglu; Kemal Olcay Öziş; Şeyhmus Gülünce; Sunay Ertem; Tuğba Yıldırım) Dalamana vardıklarında 20 saat 40 dakika (0245-2325) görev saati yapmışlardı. İkinci pilot Dalamanda mesaisini sonlandırdı. Kabin ekibi de boş uçakla Bodruma geri döndü.
BİR GÜN SONRA KOVULDU
Hans Portnerin, bu olaydan bir gün sonra Uçuş İşletme Başkanı Ercan Peksatıcı imzalı, Eylül 2012 ve sonrasındaki uçuş sayısındaki azalmalar sebebiyle, şirketimizdeki görevinizi sonlandırmış bulunuyoruz şeklindeki yazıyla işine son verildi.
UÇUŞ KURALLARI ÇİĞNENİYOR
İşten çıkarıldıktan sonra Uçuş İşletme Başkanı Ercan Peksatıcıya hitaben bir mektup yazan Avusturyalı pilot zehir zemberek suçlamalarda bulundu. Üzülmeyerek belirtirim ki kalitenizi bildiğimden kontratımın sonlandırılmasını kabul ediyorum. Maalesef kontratımı sonlandırırken bile doğruları söylemiyorsunuz. İşten çıkarılmamın asıl sebebi 13 saat 40 dakikalık uçuşu kabul etmememdir diyen Portner, şu ifadeleri kullandı:
Onur Airde geçirdiğim 2 buçuk yıl bana bir şirketin nasıl yönetilemeyeceğini gösterdi. İnsanlık ve sosyal ilişkiler kurallarla bastırılmakta, kişilik hakları göz ardı edilmektedir. Çalışanlar yönetim kadrosuna ve kaptanlara, onların kişilik ve kalitelerine değil, tamamiyle işlerini kaybetmemek için saygı duyuyor.
Çalışanlara köle gibi davranılıyor. Bu korku pilotların uçuşlarını, havacılık güvenliğini göz ardı ederek, tamamıyla şirketin çıkarları için gerçekleştirmesine sebebiyet vermektedir. Bu tür ihlaller ve haksızlıklar Onur Airde korkutucu seviyeye ulaşmıştır. Airbus prosedürleri sadece kitapta kalmakta uçuşlarda uygulanmamaktadır.
Yasaklar küçümsenmekte ve kurallar çiğnenmektedir. 12 yıldan beri birçok ülkede (Uzak Doğu, Ortadoğu, Avrupa, Afrika) Boeing ve Airbus eğitmenliği ve sınav sorumlusu olarak uçtum. Onur Air kendi kurallarına ve prensiplerine uymayan tek sırkettır.Maalesef Türk Sivil Havacılığı bu tehlikeli duruma karşı gerekli düzeltici uygulamaları yerine getirmemektedir.
Şirket sahibi Cankut Baganaya da bir mektup yazan Portner, şuçlamalarına bu mektupta da devam etti. İşte o mektuptan bazı bölümler:
Sizi; Sayın Peksatıcı ve Sayın Erboranın da içinde bulunduğu böylesine utanç verici bir duruma dahil ettiğim için özür dilerim. Uzun yıllardır dünya genelinde Boeing ve Airbus tiplerinde sınav sorumlusu olarak görev yaptım. Maalesef OnurAirde uçuş güvenliği her geçen gün daha da çok kritik bir hal alıyor.
Türk Sivil Havacılık Genel Müdürlüğünden Alparslan Çelebi, Aykut Akman, Mehmet Durmaz ve Neslihan Baştun ile birlikte birçok ülkenin sivil havacılık otoritesine de olayla ilgili bilgiler veren ve ağır suçlamalarda bulunan Portner, bazı iddialarını ise şöyle sıraladı:
1.Kokpitte sigara içilmemesi kuralı sadece sigara içmeyen kaptanlar tarafından uygulanır. (40%)
2.CRM ve Airbus kurallarını sadece cok az sayıda Türk pilot uygulamaktadır.
3. Örnek olarak, bazı kaptanlar F/Olara radyo iletisim görevini vermekte, bütün diğer uçuş görevlerini kendisi yapmaktadır. Bunlara inis takımı ve flaplar da dahildir.
4.Kaptan uçuşta MP3 player kullanmakta ve radyo iletişimi sadece F/Olar duymaktadır. Ekip radyo iletişimi sağlayamadığından dolayı OnurAirın bazı uçakları askerı uçaklar tarafından engellendi.
5.Türk pilotların İngilizce seviyeleri 6 üzerinden 5 olmasına rağmen bir cümle İngilizce dahi konuşamazlar.
Portner, Onur Havayollarında iken yaşadığını iddia ettiği bazı olaylara da mektupta yer verdi:
a.Ekip fırtınalı havalarda hava radarı olmadan Türkiye ve İngiltere arası uçmuştur.
b.Ekip, düzgün dinlenme olanakları olmadan ek bir ekiple uçuş gerçekleştirmistir. (Ekip kokpitteki jump seatte dinlenmiştir)
c.Teknik kayıtlar nadiren ana merkezde tutuluyor.