Elektrik Kurumunun (Kıb-tek) çok ilginç bir şekilde, hukuksuzluğu adetâ ilke edinmiş tutumunda ısrar etmesi karşısında, aşağıdaki açıklamayı yapmayı uygun görmüş bulunuyoruz.
Hukuksuzluk başlıyor:
Problem Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi inşaatında başlamıştır. Elektrik Kurumu, Hastane inşaatında normal ücretin 3 katı yüksek ücretteki ayrı sayacı bağlamıştır ve inşaat bittikten sonra normal ücretli sayaca bağlanması gerekirken bu işlemi yapmamıştır.
Elektrik Kurumu Hukuksuzluğa devam edeceğini açıklıyor:
Hastane İnşaatı bittikten sonra Elektrik Kurumu ilgilileri Yakın Doğu Üniversitesine davet edilmiş, ilgililer gelmişler ve gerekli kontrollerin yapıldığı görülmüş, ne var ki, Yöneticiler normal elektrik ücretine geçilmeyeceğini bildirmişler ve 3 kat pahalı olan şantiye elektriği üzerinden ücret tahakkukuna devam etmişlerdir.
Elektrik Kurumu Yönetimi hukuksuzluğu tekrar vurguluyor:
Yakın Doğu Üniversitesinin normal elektrik tarifesi üzerinden ödemeye başlaması karşısında Elektrik Kurumu ısrarla üç katı pahalı şantiye ücretini devam ettirmiştir. Faturaların yapay olarak artırılması ve kabarık bir hale getirilmesinin bu sebeple olduğu görülmelidir.
Elektrik Kurumu, hukuk dışı uygulamalarına Bakanlar Kurulu kararlarına uymayarak devam ediyor:
Bakanlar Kurulu kararı ile Üniversiteler için kullandıkları elektrikleri kw/saat başına bir sübvansiyon uygulamasına geçildi. Belli bir indirimi öngören bu karara Elektrik Kurumunca uyulmayacağını tahmin etmek zor değildir. Bakanlar Kurulu kararını kaale almayarak faturaları daha artmış olarak göstermesi, Elektrik Kurumu icraatleri içerisinde yer aldı.
Elektrik Kurumunun yeni atılımı, Mahkeme kararlarını uygulamamak, Yargıya aldırmamak:
Sözkonusu iki hususun dikkate alınmasını temin için Yakın Doğu Üniversitesi olayı hukuksal alana taşımıştır. Kurumun, elektriğinizi keseceğiz bildirimlerine karşılık 3 sayaçla ilgili olarak (Hastane, Yurtlar, Lojmanlar) ara emri alındı. Mahkeme süreci devam etmektedir.
Elektrik Kurumu kendi iştirak ettiği toplantı kararlarını hukuksuzluk ilkesini sürdürerek hiçe sayıyor:
Aslında, Elektrik Kurumu Yönetimi tarafından kasıtlı şekilde biriktirilmesine çalışılan sorunların çözümü için 8 Ağustos 2012 tarihinde Elektrik Kurumunda yetkililer ve avukatların bulunduğu toplantıda durum görüşülmüş ve karar üretilmiştir. Toplantı sonucundan Hastanenin normalin 3 katı fazla olarak tahakkuk ettirilen ücretin iptal edilerek normal ücret rejimine geçilmesi ve bu pahalı elektriğin haksız yere uygulanması ve tahakkuku sebebiyle doğan çok yüksek farkın iptal edilmesi kararı verildi. Ancak, Elektrik Kurumu, muhakkak surette bir hukuksuzluk yapmaktan vazgeçmeme ilkesi doğrultusunda, Ekonomi ve Enerji Bakanlığının sübvansiyon kararını göz ardı etmeyi sürdürdü. Yakın Doğu Üniversitesine bu kararın dikkate alınmayacağı bildirildi.
Elektrik Kurumu, Bakanlar Kurulu kararına aldırış etmiyor ve bunu ilân etmekte sakınca görmüyor:
Bu gelişmelerin üzerine Bakanlar Kurulu, Elektrik Kurumu Yönetiminin hatalı olduğunu gösteren ve belgeleyen, yanlışlıkların Elektrik Kurumu Yönetimi tarafından, düzeltilmesi gerektiğine karar vermiştir. Bakanlar Kurulunun asıl çözüm getiren aynı tarihli önemli kararına, Yakın Doğu Üniversitesinin Sağlık Bakanlığından alacağının tevsik edilmesi ve üniversitenin bu alacağına istinaden, Elektrik Kurumu faturalarında belirtilen 10, 715,533 lira 73 kuruşluk miktarın Sağlık Bakanlığından sözkonusu alacağa mahsuben Elektrik Kurumuna ödenmesine ilişkin (23 Ocak 2013 tarih ve 169-2013 sayılı) kararı hiçe sayılıyor. Elektrik Kurumu prensip olarak benimsediği hukuk-dışılığı savunmaya devam etmektedir.
Elektrik Kurumu, hukuksuzluğa devam edeceğini ve hukuksuzluğu daha da koyulaştıracağını beyan ediyor:
Esaslı hukuksuzluk gelişmektedir. Yakın Doğu Üniversitesine Elektrik Kurumu Başkanı bir yazı göndermiştir (12 Mart 2013).
Bu yazda Bakanlar Kurulunun 23 Ocak 2013 tarih ve 169-2013 sayılı kararına atfen, özet olarak, Bakanlar Kurulu kararını tanımayacağını; Yönetim Kurulunun 17.10.2012 tarih ve AK/194/12 sayılı kararının geçerli olduğu bildirilmektedir.
Elektrik Kurumu hukuk-dışılık prensibini yeniden ve fiilen uygulama alanına taşıyor:
10 Nisan 2013 günü, Elektrik Kurumundan görevlendirilen kurum çalışanları, Yakın Doğu Üniversitesinde 3 trafonun elektriğini kesmişlerdir. Bu trafoların elektriğinin kesilmesi üniversite hayatının sekteye uğratılması anlamını taşıdığı da tabiatıyla bilinmektedir. Gelişme şu şekilde devam etmiştir: Yakın Doğu Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkan Yardımcısı Sayın Adem Aköl, bizzat vaziyet ettiğinde, ilgililere elektriği niçin kestiklerini sormuştur.
Sayın Aköl, görevlilere Bakanlar Kurulunun ilgili kararını gösterdiğinde ve gerek Bakanlar Kurulu ve gerekse Sağlık Bakanlığı açısından Elektrik Kurumu Yönetimince kendilerine verilen talimatın anlamı ve gerekçesi bulunmadığını bildirmiştir. Aköl, böyle bir hukuksuzluğu sürdüren ve uygulayanların, Bakanlar Kurulu kararını uygulamayanların ve ayrıca rencide edici söz ve fiilleri sürdürenlerin görevde kalamayacağını kalmaması gerektiğini söylemiştir. Görevliler, araçlarına binerek uzaklaşmışlardır.
Basın Yayın organlarına yansıtılan Elektrik Kurumu söylemi ve tutumu uzantılı bir açıklama ile (El-sen Başkanı Çağlayan Casurer adlı zat) Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Adaletini ve Yargıçlarını tahkir ediyor ve basın yoluyla bu hakaretini açıkça sürdürmekte beis görmüyor.
İlgili açıklamada şöyle denilmektedir: Kıb-Teke olan borçlarını hem ödememe hem de bedava elektrik kullanma yollarını aramaya koyuldular. Görev yapayı engelleyemeyeceklerini anlayınca da mahkeme başvurup bedava elektrik kullanma için karar üretmeye koyuldular. Açıklama aynen bunları içermektedir.
Yakın Doğu Üniversitesinin Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti adaletine başvurmasının, borç ödeme ve bedava elektrik kullanmak için gerçekleştirildiğini söylemenin nasıl abes, anlamsız ve mantıksız olduğu üzerinde durmaya herhalde lüzum yoktur. Bağımsız Mahkemeye ben bedava elektrik kullanmak istiyorum mealinde bir müracaatı düşünmek herhâlde akıl yoluyla açıklanamaz.
Asıl Önemlisi şudur:
Bu açıklama, K.K.T.C Mahkemelerinin ve Yargıçlarının, açıklamada yer aldığı üzere, kamu kurumunun görev yapmasını engelleyenlerin yanında yer alacağını ya da alabileceğini söylemektedir ve bu usulsüzlüğü temin etme yolunun, (açıklamayı yapan ve destekleyenlerin belirttiğine göre) adalet dışı kararlara imza atabileceği varsayılan Yargıçlara müracaattan geçtiğini belirtmektedir. Hâliyle, Yargıyı bu açıkça tahkir etme çabası karşısında söz sırası değerli Savcıların olmaktadır.
Dr. Suat İrfan GÜNSEL
Kurucu Rektör