Sine-i millet, meclis zeminini terk etmek, halkın arasına katılıp, halk hareketi başlatmak ve siyasi iktidarı ya da egemenlere başkaldırı anlamını taşıyor. Kavram, siyasi arenada muhalefetin iktidara karşı son ‘silahı’ olarak tanımlanıyor.

Burayı iyice anladıysak gelelim Halkın Partisinin Parti Meclisi kararına. Halkın Partisi de Sine-i Millet kararı aldı.  Her ne kadar demokratik bir süreç gibi görünse de parti genel başkanı Kudret Özersay’ın parti meclisini ciddi etkilediği kanaatindeyim. Bu da parti meclisi çoğunluğunun aslında Öz düşünce ile karar vermediğini gösteriyor.  

Halkın Partisi ne yazık ki kurumsal bir yapıya kavuşamadı. Halkın Partisi deyince akla gelen şey Kudret Özersay oluyor. Çok az insan  parti olarak bir kavram düşünüyor. Özersay tek başına öne çıkıyor sonrasında Ayşegül Baybars, Gülşah Sanver Manavoğlu ve Jale Refik Rogers…  

Önce iki hükumet kurdunuz sonra ikisini de bozdunuz. 9 Milletvekili ile başladığınız siyasi arenada önce 6 milletvekiline (ki, bunun müdahale olduğunu söylemiştiniz) sonra da ülke genelinde yapılan Genel Seçimde üç milletvekiline düştünüz.  Öncesinde  “Azınlık hükumeti” kurdurduğunuzu da hatırlatırım.

İşte bütün bunların sonucunu yaşadınız belki de seçim sonucu. Genel seçimin en büyük kaybedeni Halkın Partisi oldu.  İlk seçimlerde yüzde 17 oy alan Halkın Partisi son genel seçimde yüzde 6 civarı oy aldı. Sine-i Millet Halkın Partisine ancak bu kadar güvenebildi. Buna rağmen Olağan Üstü kurultaya gitmediniz sebebi en çok oyu Kudret Özersay aldı !!!

Yani partinin ülke genelindeki temsiliyeti, parlamento içi temsiliyeti çok da önemli değil miydi?

Parti Meclisi 9 dan üçe düşen vekil sayısının faturasını kime kesti, bilinmez ama Özersay devam dedi.

 Sine-i Millet’in özünde toplu halde istifa etmek halka dönmek ve İktidarı  mecliste sayıca yetersiz hale getirerek erken seçimi farz kılmaktır. Peki bu olasılık mı üç vekille veya bir vekille?

Elbette değil, o zaman bu cesur ve tehditkar adım neden? Halkın Partisi bize kendini Merkez parti olarak tanıttı. Yani sağdan, soldan, liberalden, sosyalistten, komünistten de ayrım yapmadan oy talebim var dedi.  HP PM’den yapılan uzun açıklamaya bakınca şu anda Türkiye’de bulunan iktidara karşı bir tepki dile getiriliyor. Bolca müdahale, egemenlik, KKTC vurgusu yapılıyor ve bu görüş eylemsel eştiriliyor.  O halde HP Merkez’den çıkıp tek yöne giriyor.

Sine-i Millet konusu meclise taşınacak eğer üç vekil de istifa ederse bir ara seçime gidilecek. HP sine-i Millete döndüğünde göre seçime katılmayacak muhtemelen UBP ve CTP milletvekili sayılarını arttıracak. Sol kanatın seçimlere ciddi bir tepkisi olduğuna göre, boykotçular artacak ve UBP vekil sayısını artıracak. Belki de istenen budur. Henüz Sine-i Millete karşı olduklarını söyleyen Ayşegül Baybars ve Jale Refik Rogers’ın Parti Kararına uyup uymayacaklarını bilmiyoruz ama bu iki vekil Sine-i Millet kararından daha etkili olabilir.

Bekleyip göreceğiz….